Deprem sonrasında öğrencilerin hayatlarının önemli bir rutini olan okula devam etmesi onların iyileşme süreci için oldukça önemlidir. Bu dönemlerde okullar onlara hayatın zorlu yaşam koşullarına ve yoğun olumsuz duygu ve yaşantılara rağmen devam ettiğini öğreten güvenli alanlardır. Öğretmenlerin öğrencilerini bu güvenli alana aldığı gibi sarıp sarmaladığından, sakinleştirdiğinden ve yaralarını birlikte sarmaya hazır olduklarından emin olmak gerekir. Bu süreçte öğretmenler öğrencilere nasıl davranmalı konusnu Multibem olarak ele aldık.
Deprem Sonrası Öğretmenler Öğrencilere Nasıl Davranmalı
Hiçbir şey yaşanmamış gibi olumsuzluklardan arınmış “sessiz” bir sınıf ortamından ziyade “her şeye rağmen” mesajıyla olumlu ve olumsuz bütün yaşantılara kucak açan “şeffaf” bir ortamın oluşturulması önemli. Öğretmenler olarak bir şeyler anlatma telaşına kapılmadan, öğrencilerin duygularına alan açmak ilk günün önemli görevidir. Fakat dikkat edilmesi gereken önemli bir husus öğrencilerin birbirlerinin kaygılarını arttırdığı paylaşımların şefkatli bir biçimde kontrol altına alınmasıdır. Örneğin depremde enkaz altında kalan kuzeninin anılarını anlatan bir öğrencinin sözünü kesmek yerine “Çok dikkat çekici şeyler anlatıyorsun Ayşe, oldukça merak ettim. Bunları ayrı bir zamanda senden bizzat dinlemek isterim. Dilersen şimdi diğer arkadaşlarımıza söz hakkı verelim.” şekilde şefkatli bir karşılık verilebilir.
Çocuklara Umudu ve İyiliği Sıkça Hatırlatmalıyız
Depreme dair yıkımın ve yokluğun yanında çocuklara umudu ve iyiliği de sıkça hatırlatmalıyız. Örneğin yıkılan binaların yanında yıkılmayan sağlam binaları veya ölen insanların ardından yaşama tutunan bebekleri konuşmalıyız. İlk günlerin ardından olumsuz paylaşımların yerini olumlu ve umutlu haberlerle doldurmalıyız. Metaforlar da çocuklar için iyileştiricidir. Örneğin geleceğe dair umudu aşılarken “uyuduğumuz her gecenin aydınlık bir sabahı olduğunu” veya kopan bir ipe düğüm atıldığında daha da güçlü hale geldiğinden bahsedebilirsiniz. Çocukların da bizler kadar umuda ihtiyacı olduğunu unutmayın.
Her Öğrencinin Farklı Bir İyileştirici Temasa İhtiyacı Vardır
Her öğrencinin farklı bir iyileştirici temasa ihtiyacı olabilir ve bu ihtiyaç bu ilk haftalarda daha sık kendini gösterebilir. Örneğin öğrencinin sırtını okşamak, göz temasını sürdürmek, öpmek veya uzaktan sadece tebessüm etmek bu ihtiyaçlardan bazıları olabilir. Kimi öğrencilerin, özellikle küçük yaş gruplarının deprem gündeminden pek de etkilenmediğini düşünebilirsiniz. Bu öğrencileri mutlaka gözlemleyin ve olası duygu ve davranış değişikliklerinde birebir temas kurmaya çalışın. Bu öğrencilerin maruz kaldıkları bilinmezlikleri gidermesinde onlara yardımcı olun.
“Dengede” Olmayı Önceleyin
Son olarak, öğrencilerin ilkokul haftasının aynı zamanda öğretmenler olarak sizin de ilk haftanız olduğunu unutmayın. “Olumsuz duygularımı yansıtmamalıyım”, “güçlü durmalıyım”, “güleryüzlü olmalıyım” gibi beklentiler sizi daha fazla yorgunluğa sevk eden bir maskeye ve günün sonunda öğrencilere yansıyan birer stres kaynağına dönüşebilir. “İyi” olmaktan çok “dengede” olmayı önceleyin ve kendinize iyi gelen rutinlere öncelik verin.
Deprem sonrası süreçte çocuklarımızın psikolojisi ve gelecekleri için iyileştirici bir sürece girmemiz çok önemli. Bu süreç boyunca hazırladığımız öğretmenler öğrencilere nasıl davranmalı rehberinin yanı sıra deprem için hazırladığımız rehberleri de kullanabilirsiniz. Rehber olması açısından hazırladığımız makaleleri okuyabilirsiniz.
- Deprem Sonrası Süreçte Çocuğunuzla Birlikte Okuyabileceğiniz Kitaplar
- Depremin Yaralarını Sarmada Hikâyelerin Önemi
- Çocuklara Yardımlaşmayı Nasıl Anlatabiliriz? Çocuklarda Yardımlaşma Duygusu
- Çocuklarla Birlikte Depremle İlgili Neler Yapılabilir? Deprem Çocuklara Nasıl Anlatılır?
- Depremi Çocuklara Nasıl Anlatmalıyız? Depremin Yaralarını Sarmak
Tüm bunların yanı sıra İyileştirici Hikayeler başlığı altında çıkarttığımız Kitap Kampanyasını da inceleyip satın alabilirsiniz.